İstanbul’da düzenlenen Büyük Filistin Mitinginde konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Direnişi’ni hedef aldı.
AKP, Cumhuriyet’in 100. yılı olan 29 Ekim’den bir gün önce Atatürk Havalimanı’nda “Büyük Filistin Mitingi” düzenledi. Cumhur İttifakı ortaklarından Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan mitinge katılmadı. Medyascope’ta yer alan habere göre Erbakan’a yakın kaynaklar, Erbakan’ın mitinge katılmama kararı aldığını ve herhangi bir gerekçe göstermediğini söyledi.
Mitingde AKP’li Cuhmurbaşkanı Erdoğan’a Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ve eşi Emine Erdoğan eşlik etti.
Erdoğan, mitinge katılanları selamladıktan sonra sahneden indi. Erdoğan’ın sahneden inmesinin ardından Kuran tilaveti başladı. Ardından Erdoğan konuşmasını yapmaya başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Filistin davasına sahip çıktığınız, Gazzelilere umut olduğunuz için teşekkür ediyorum. Coğrafyamızın semalarında, bayrağımızın ilelebet dalgalanması, ezanlarımızın kıyamete kadar okunması için emek veren, akıl ve alın teri döken herkese şükranlarımı sunuyorum.
Öyle büyük bir milletsiniz ki, bunu farklı bir şekilde ortaya koydunuz. Öyle büyük bir millet ve devletiz ki ne gücümüz, ne mücadelemiz sadece kendi sınırlarımızda kaimdir
Bir zamanlar biz de millet hem nasıl milletmişiz, gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz. Velhasıl, ufkumuzun uzandığı her yerde kalplerini ve gözlerini bize çevirmiş kardeşlerimizin dertleriyle dertlendiğimiz, yardım eli uzattığımız, gerektiğinde sınırlarımızı aştığımız gibi Gazze için de bugün olduğu gibi kıyamdayız
Kırım’dan Karabağ’a, Bosna’dan Kerkük’e, Filistin’den Türkistan’a, Afganistan’dan Çeçenistan’a pek çok coğrafya için biz gözyaşı döktük. Ömrümüz boşuna geçmedi. Bugün birileri Gazze’yi uzakta, çok uzakta bizimle hiç alakası olmayan bir yer gibi görüyor hatta bunu açıkça söylüyor. Halbuki bir asır önce bu millet için bu ülke için Adana neyse Gazze de oydu. Tıpkı Mardin neyse Musul’un, Gaziantep neyse Halep’in o olduğu gibi Gazze de vatan topraklarının ayrılmaz sandığımız bir parçasıydı. Nereden nereye geldik? Çanakkale Şehitliği’ne yolunuz düştüğünde mezar taşlarının üzerindeki isimlere ve şehirlere iyi bakın. Orada Balıkesirliyle Şanlıurfalının olduğu gibi Gazzeliyle Üsküplünün yan yana yattığını göreceksiniz.
Bizi kanımız kadar, canımız kadar kendimizden olan tüm bu topraklardan ne yazık ki ayırdılar. Sadece fiziki olarak ayırmakla kalmadılar, zihnimizden ve kalbimizden sökmek için de her türlü fırıldağı çevirdiler. Milyonlarca insanımızın hayatını kaybettiği, milyonlarcasının evlerini bırakıp Anadolu’ya sığınmak zorunda kaldığı kara günlerden aldığımız dersleri asla unutmamalıyız. Filistinli kardeşlerimize destek için bir araya geldiğimiz bu toplantıda bir daha asla yeniden Gazzeler ortaya çıkmasına izin vermeme azmiyle ayrılmalıyız.
Türkiye tarihiyle, kültürüyle, coğrafyasıyla, medeniyetiyle büyük bir devlettir. Aynı zamanda Türkiye sahip olduğu tüm vasıflarından yana asla bitmeyecek büyük tehditlerin hedefinde bir ülkedir. Ülkemizin güneyinde, kuzeyinde, doğusunda, batısında ve hatta bunların ötesinde yaşanan hiçbir hadisenin, hiçbir krizin, kurulan hiçbir ittifakın Türkiye üzerine oynanan oyunlardan bağımsız olmadığını bilin.
Hamas terör örgütü değildir dedim ya, bundan İsrail çok rahatsız oluyor. Zaten başka bir şey beklemiyorduk. Bunu bildiğimiz için açık ve net olarak ifade ettik. İnşallah ‘La galibe illallah’ diyoruz. Biz buna iman ettik: Galip olan sadece Allah’tır.
“MAZLUMLARDAN YANAYIZ”
Burada sadece Gazze’de yaşanan katliamı tevil etmekle kalmıyoruz. Kendi istiklalimizin ve istikbalimizin de müdafaasını yapıyoruz. Sultan Abdülhamid oralarla az mı haşır neşir oldu. İsrailli yöneticilerin en üst seviyede dile getirdiği kavramların altını kazıyın, hepsinin içinden ülkemiz topraklarını da kapsayan bir ihanet haritası çıkar. 1947’de Gazze, Filistin neydi, bugün ne? İsrail, sen buralara nasıl geldin, nasıl girdin? Sen bir işgalcisin. Sen bir örgütsün. Dolayısıyla Türk milleti bunu biliyor. Batı sana borçlu ama Türkiye’nin sana borcu yok. Onun için bu kadar rahat konuşuyoruz. Türkiye sana borçlu olmadığı için Erdoğan böyle konuşuyor. Ama ne yazık ki Batı’nın her ülkesi sana borçlu. Konuşamıyorlar. Seni ziyarete geliyorlar. Ziyarete gelerek senden adeta af diliyorlar. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz, mazlumlardan yanayız.
Zulüm karşısında her zaman mazlumun yanında yer almış bir milletiz. Karşımızda Kudüs işgal ettiğinde bu kutlu beldenin fatihlerinden Sultan Selahaddin’in türbesine gidip bin yıllık kinlerini kusanların siyaseti var. Karşımızda son iki asırdır bizi siyasi, coğrafi, sosyal, ekonomik olarak adeta dilim dilim doğrayanların kapanmamış hesapları var. Bu basit gerçeği, gafletten anlamayarak veya ihanetle örtmeye kalkarak gavurun kılıcını çalanların hakikatleri ters yüz etmesine izin vermeyeceğiz.
“LİBYA’DA NEYSEK ORTA DOĞU’DA OYUZ”
Dün Ukrayna-Rusya savaşında katledilen siviller için timsah gözyaşı dökenler bugün binlerce masum çocuğun ölümünü sessizce izliyor. Ukrayna’da ölenler için gözyaşı döktünüz de Gazze’de ölen bu yavrular için niçin sesiniz çıkmıyor? Ey Batı, size sesleniyorum: Siz, yeniden bir hilal-haçlı mücadelesi mi estirmek istiyorsunuz? Eğer böyle bir gayretin içindeyseniz biliniz ki bu millet ölmedi. Bu millet dimdik ayakta. Ve yine aynı şekilde aynı kararlılıkla Libya’da neysek Karabağ’da neysek bilesiniz ki Orta Doğu’da da oyuz.
“BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ!”
Bilhassa son 10 yıldır terörle mücadelede ne yaptıysak bunlara rağmen gerçekleştirdik. İnşallah bundan sonra da bir gece ansızın gelebiliriz şiarıyla kendi çizdiğimiz yolda ilerlemeyi sürdüreceğiz. Milletimizle beraber bu yolda yürümeye her an hazırız. Bu millet yeni destanlar yazmaya Allah’ın izniyle hazırdır.
Gazze’deki katliamın en büyük sorumlusu Batı’dır. Hiçbir oyunun sonsuza kadar sürmeyeceği gibi Batı’nın sinsi ve kirliği taktiği de artık deşifre olmuştur. Biz, Irak ve Suriye’nin kuzeyinde karşımıza çıkartılan ciğeri beş para etmez teröristlerin gerisinde kimlerin olduğunu gayet iyi biliyoruz. PKK’nın, YPG’nin, FETÖ’nün arkasında kimler var?
Lafa gelince insan hakları savunucusu kurum ve kişilerin gerçekte hangi gerekçelerle ülkemizin ayağına çelme takmaya çalıştığını çok iyi biliyoruz. Batı dünyası Gazze’deki kadın, çocuk, masum katliamını meşrulaştırmak için siyasetçisinden medyasına seferber oldu. İsrail, 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. İsrail, biz de seni savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içindeyiz. Bunun çalışmasını yapıyoruz ve savaş suçlusu olarak İsrail’i dünyaya tanıtacağız.
“GAZZE HALKININ KARARLILIĞINI SAYGIYLA SELAMLIYORUM”
Gazzeli dişleriyle yurdunu savunmaya hazır. Biz de hazır mıyız? Bu millet yaptı. Dün yaptı, bugün de yapar, Allah’ın izniyle yarın da yapar. Geçmişte yurtlarını bir süre terk ederlerse geri geldiklerinde huzuru bulacaklarını sanan Filistinlilerinin hiçbiri bir daha evlerine dönemedi. Şimdi aynı şeyi Gazze halkı için söylüyorlar. Ne diyor bu ahlaksızlar? Gidin diyorlar. Nereye diye sorulduğunda çöle, şu ülkeye geçin diyorlar. Şu kapıya yönelin diyorlar. Yaralı veya çaresiz olduğu için bu söze kulak vererek yola düşenlerin de tepelerine bomba yağdırıyorlar. Çünkü bunlar sadece öldürmeyi bilir. Gazze halkının evini, şehrini terk etmeme kararlılığını buradan milletim adına saygıyla selamlıyorum.”
AYRINTILAR GELİYOR…