Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Sadece İstanbul’u depreme hazırlarsak diğer illerdeki insanlar can ve mal kayıpları yaşar dolayısıyla Marmara’ya komşu tüm illerde bu seferberliği yürütmek gerekiyor dedi, yetkililere çağrı yaptı.
Bursa’da merkez üssü Gemlik Körfezi olan 5,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. İstanbul’da da hissedilen depremde herhangi bir yıkım meydana gelmedi. Deprem sonrası en büyüğü 4,5 olan 13 artçı sarsıntı daha kaydedildi.
Birçok ilde paniğe neden olan depremin ardından, beklenen Marmara Depremi de tekrar gündeme geldi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, olası Marmara depremine sadece İstanbul özelinde hazırlığın yetmeyeceğini civar illerin de hazırlık yapması gerektiğine dikkati çekti.
Prof. Dr. Sözbilir, bir konferans için geldiği Edirne’de, Türkiye’nin fay hatları üzerinde bulunan bir deprem ülkesi olduğunu hatırlattı.
7 İLİ ETKİLEYECEK
Marmara Denizi’nde deprem beklendiğini belirten Sözbilir, olası depremin Marmara’ya kıyısı olan 7 ili de etkileyeceğini vurguladı.
İstanbul’da alınacak önlemlerin benzerlerinin diğer illerde de alınması gerektiğine dikkati çeken Sözbilir, “Sadece İstanbul’u depreme hazırlarsak diğer illerdeki insanlar can ve mal kayıpları yaşar dolayısıyla Marmara’ya komşu tüm illerde bu seferberliği yürütmek gerekiyor.” dedi.
Sözbilir, İstanbul’da milyonlarca insanın yaşadığını ve olası bir depremin ağır sonuçlar doğurmaması için ciddi tedbirler alınması gerektiğini dile getirdi.
“ÖNLEMLERİ HIZLANDIRMAK GEREKLİ”
Yapıların depreme dirençli hale getirilmesinin can ve mal kayıplarını azaltacağını anlatan Sözbilir, şunları kaydetti:
“Gerek AFAD gerekse valilik ve belediyeler gereken çalışmaları yapıyorlar’ diye düşünüyorum. O çalışmalar çoğunlukla yapıların sağlamlığı açısından değerlendirilmeli. İstanbul’un aslında her tarafı riskli değil. Bir şehir dağlık ve tepelik alanlardan oluşuyorsa orada yıkım daha az olur. Çünkü altında sağlam kaya vardır, binası da belli ölçeklerde iyiyse yıkım daha düşük olacaktır.
Ancak İstanbul’un deniz seviyesine yakın kesimleri, Avcılar ve Küçükçekmece gibi yerler daha çok etkilenecek. Bu yerlerde eğer yapı-zemin etkileşimine bağlı olarak gereken önlemler alınmamışsa orada ciddi hasar olacaktır. İstanbul’da 2003 yılında deprem master planları yapıldı. Arkasından ona bağlı olarak mikro bölgeleme çalışmaları ve kentsel dönüşüm çalışmaları yapıldı. Kurumlar ve vatandaşlar ellerinden gelen katkıyı vermeye çalışıyor, bunu hızlandırmak lazım. Mademki fayın deprem üretme zamanı gelmiş, bu her an olabilir anlamına geliyor. Ona göre de her türlü önlemi hızlandırmak gerekiyor.”