TÜGVA buluşmasında konuşan Erdoğan, kazanarak çıktıkları bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak Pek çok çirkinlikle karşılaştık. Sayısız iftiraya ve ithama maruz kaldık. Daha önce siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk diye konuştu. Seçim döneminde Kılıçdaroğlu’nu PKK terör örgütü ile ‘ilişkili’ gösteren ‘montaj video’lar yapılmış Erdoğan ise Ama montaj, ama şu, ama bu… diyerek itiraf etmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Teşkilat Buluşması’na katıldı.
Burada açıklamalarda bulunan Erdoğan, muhalefete sert sözlerle yüklendi. Kazanarak çıktıkları cumhurbaşkanlığı seçimlerinin siyasi tarihin bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Pek çok çirkinlikle karşılaştık. Sayısız iftiraya ve ithama maruz kaldık” dedi.
Daha önce siyasette hiç görülmediği kadar kirli pazarlıklara şahit olduklarını söyleyen Erdoğan “Ne dediler? Altılı Masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 16’lı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse bin 600’lü masa dediler. E ne oldu? Ne Altılı Masa tuttu ne 16’lı masa tuttu ne bin 600’lü masa tuttu” ifadelerini kullandı.
‘AMA MONTAJ, AMA ŞU, AMA BU…’
Erdoğan, Millet İttiakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu için hazırlanan ‘Haydi’ reklam filmine “montaj” ile PKK’lilerin eklendiği video hakkında iki açıklama yapmıştı.
14 Mayıs’tan önce terör elebaşları Kandil’den hemen her gün bir video çekerek CHP Genel Başkanı’na alenen oy istediler. Seçim sonrasında da bu zata verdikleri desteği açıkça devam ettirdiler. Elbette bunu babalarının hayrına yapmadılar.…
— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) May 23, 2023
Erdoğan ilk açıklamasında, “Ama montaj, ama şu, ama bu…”, ikinci açıklamasında ise “Videoları çekerek CHP Genel Başkanı’na alenen oy istediler. Şimdi çıkmışlar bu gerçekleri 5 saniyeye sığdıran gençlerimizin kıvrak zekasının ürünü bir video üzerinde arsızca tepiniyorlar” demişti.
Beştepe’deki buluşmada konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“TÜGVA gençliğini, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, milletin evinde, bu Gazi mekanda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlere bakınca kendi gençliğimi görmenin heyecanını yaşıyorum. Aranızda kendimi daha genç hissediyor, şu sevdanızla bizlere bu duyguları yaşattığınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
İster orta okul, lise, üniversite olsun, isterse iş hayatına atılmış olsun… Hiçbir ayrım yapmadan tüm gençlerimize yönelik faaliyetler yöneten vakfımızla iftihar ediyoruz. Aynı şekilde TÜGVA’nın eğitim öğretim çalışmaları yanında kamplarıyla kültür sanat ve spor faaliyetleriyle gençlerimizin hayatına dokunan hizmetlerini takdirle karşılıyorum. Sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Yurt dışı seyahatlerimizde zaman zaman TÜGVA’lı gençlerle de buluşma, kucaklaşma, hasbihal etme imkanı buluyoruz. Yurt içinde veya yurt dışında sizlerle bir araya her gelişimizde emin olun ülkemizin aydınlık geleceğine dair umutlarımız daha da büyüyor.
Varsın onlar sizin çalışmalarınızdan rahatsızlık duysun, biz hayırlı hizmetlerinizde sizlere destek olmaya devam edeceğiz. Eğitim alanında çok önemli bir boşluğu dolduran vakfımızın da varoluş gayesine uygun şekilde iyiyi, güzeli, hakkı, adaleti esas alan çalışmalarıyla mücadelemizi omuz vermeyi sürdüreceğine inanıyorum.
TÜGVA’lı kardeşlerimiz de son olarak geçen sene yine ekim ayında beşinci olağan genel kurulu ve altıncı gençlik buluşmasında birlikte olmuştuk. Meclis’te, Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanlığında da şahsımızın zaferle çıktığı seçimler, siyaset tarihimize bir dönüm noktası olarak yazıldı. Pek çok çirkinlikle karşılaştık. Sayısız iftiraya ve ithama maruz kaldık. Daha önce siyasette hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk. Ne dediler? Altılı Masa dediler. Ne dediler? Gerekirse 16’lı masa dediler. Ne dediler? Gerekirse bin 600’lü masa dediler. E ne oldu? Ne Altılı Masa tuttu ne 16’lı masa tuttu ne bin 600’lü masa tuttu.
Sizin için çalışmaya, sizlere hizmet etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki beş seneyi aynı zamanda Cumhurbaşkanlığındaki ustalık dönemimiz olarak görüyoruz. Bu dönemimizde hedefimiz, ‘Türkiye Yüzyılı’nın inşasıdır. Son 21 yılda bunun altyapısını zaten kurmuştuk. Ulaşımdan savunmaya, üretimden sağlığa, eğitimden gençliğe her anlamda ülkemizin eksikliklerini büyük ölçüde tamamlamıştık. Şimdi bunu Türkiye Yüzyılı şiarıyla yeni bir safhaya taşıyoruz. Seçimlerden sonra kabinemizi bu vizyona göre oluşturduk. Bakan yardımcılarımızı, bürokratlarımızı buna göre tayin ettik. Milletvekillerimizi ve parti yönetimimizi buna göre belirledik. Hamlelerimizi bu vizyona ulaşma hedefiyle planladık.
Aile ve Gençlik Bankası’nı Cumhur İttifakı olarak yakında Meclis’e sunacağız. Deprem bölgesini pilot bölge belirlediğimiz bu bankayla, depremzede gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız. Türkiye Yüzyılı’nın mimarı olacağına inandığımız siz genç kardeşlerimiz için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız.
Üç gündür gerek bölge gerek dünya liderleriyle görüşme yapıyorum. Düşünün şu an Gazze’de ekmek, su, gıda yok. Nerede Batı? Herhangi bir aldıkları tedbir var mı, yok. Amerika uçak gemisi gönderiyor, ikincisi de yola çıktı diyorlar. Ya Amerika nere, Akdeniz, Filistin, İsrail nere? Ne işin var senin orada? Türkiye’ye ait, Suriye’de bir SİHA’yı terörle mücadele ederken düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlaşış var. E biz seninle NATO’da beraber değil miyiz? Bu ülkenin SİHA’sını nasıl düşürürsün, ‘Görmedim, bilmedim duymadım’ nasıl dersin?
ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) “ABD’nin en büyük uçak gemisi Gerald Ford Doğu Akdeniz’e vardı. İsrail açıklarında ilerliyor” açıklamasını yaptı. CENTCOM’dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:
“USS Gerald R. Ford Uçak Gemisi Taarruz Grubu, bölgede gerilimi tırmanmak isteyen bir aktörü caydırmak amacıyla Doğu Akdeniz’e ulaştı. Bölgedeki kuvvetler arasında 8 saldırı ve destek uçağı filosuyla ABD Donanması uçak gemisi USS Gerald R. Ford (CVN 78) ve Ticonderoga sınıfı güdümlü füze kruvazörü USS Normandy (CG 60) ile Arleigh Burke sınıfı güdümlü füze destroyerleri USS Thomas Hudner (DDG 116), USS Ramage (DDG 61), USS Carney (DDG 64) ve USS Roosevelt (DDG 80) yer almaktadır. Bölgedeki mevcut savaş filolarını takviye etmek üzere ABD Hava Kuvvetleri’ne ait F-15, F-16 ve A-10’ların hızlı bir şekilde sahaya intikali de dahil olmak üzere ABD’nin bölgedeki, duruşunu artırma çabaları devam etmektedir.”
Bakın biz kriz ilk patlak verdiğinde tüm tarafları itidalle hareket etmeye çağırdık. Telefon diplomasisi ile çatışmalara diyalog yoluyla çözüm bulmaya gayret ettik. Bugüne kadar devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 13 liderle telefon görüşmem oldu. Dışişleri Bakanı’mız bir taraftan, MİT Başkanımız bir taraftan muhataplarıyla irtibata geçerek görüşmeler devam etti. Neler yapabiliriz, bunun üzerinde duruyoruz. Mısır’ın refah kapısını bombaladılar. Buradan insani yardım gönderme noktasında adım atalım. Bunun çalışmasını yapalım dedik ama orayı da bombaladılar.
Sürekli olarak İsrail buraları işgal ederken ne yaptı? Şu anda ufacık bir yere Filistin’i mahkum etti. Olması gereken ne? 1967 sınırları içerisine Filistin’i kavuşturmaktır.
Sonucu ne kadar can yakıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir zulmü haklı kılmaz. Devletler ile örgütleri ayıran en temel özellik uluslararası hukuka ve insani değerlere olan bağlılıktır. Örgütlerden farklı olarak devletler savaş hukukuyla, insan haklarına riayet etmekle mükelleftir. Bu çizginin giderek kaybolduğunu görüyoruz. İçinde binlerce askerin, uçağın, silahın olduğu uçak gemisini göndererek ne yapmak istiyorsunuz? Filistin halkına yönelik insani yardımları durdurarak ne yapmak istiyorsun? Gazze’de yaşanan insani trajediye kör ve sağır kesilerek barışa hizmet edilmeyeceği açıktır. Barışa hizmet etmeyen her adım savaşa destek vermek demektir.
Gücümüz sizlersiniz. Her biriniz tek başına bir Türkiye’siniz. İnşallah ‘Türkiye Yüzyılı’nı sizler inşa edeceksiniz. Bu ufku, bu idraki sizlerde görüyorum.
Unutmayın 6 ay kaldı. 6 ay sonra mahalli seçimler var. İstanbul, Ankara başta olmak üzere, bütün buraları yeniden geri alarak bu millete ‘yerel yönetimlerde hizmet’ nedir, bunu göstermemiz lazım.”