Real Madrid, Arsenal ve Fenerbahçe formalarını terleten Türk asıllı Alman isim Mesut Özil, İspanyol basınına açıklamalarda bulundu. Özil, kariyeri hakkında konuşurken Real Madrid forması giyen milli futbolcu Arda Güler’e tavsiye verdi.
Real Madrid, Arsenal ve Fenerbahçe formalarını giyen Mesut Özil, İspanya merkezli Marca gazetesine geçmişi, bugünü ve futbol gündemini anlattı.
Özil, Arda Güler‘den Rüdiger‘e, Bellingham‘dan eski El Clasicolara ve yazın oynanacak EURO 2024‘e kadar birçok konuda görüşlerini aktardı.
Türk asıllı Alman Mesut Özil’in açıklamaları şu şekilde:
“Futbolu henüz gerçekten özlemiyorum. Kariyerimle ve oynadığım tüm harika kulüplerle gurur duyuyorum. Ancak bir yıl önce aldığım karar çok iyi düşünülmüştü ve tam olarak ne istediğimi biliyordum. İstanbul’da ailemle birlikte hayatın tadını sonuna kadar çıkarıyorum. İki çocuğumun büyümesini izleyebilmek ve onları her gün görebilmek büyük bir zevk. Kariyerime devam etmek için fırsatlarım olabilirdi, hatta şimdi bir kez daha oynamak için geri dönebilirdim. Suudi Arabistan, Katar ve diğer liglerden teklifler aldım ama istemedim ve bundan pişman değilim.”
“REAL MADRİD, ARSENAL VE FENERBAHÇE’Yİ İZLİYORUM”
“Ailenizle asla yeterince vakit geçiremezsiniz, bu yüzden her saniyesinden keyif alıyorum. Ayrıca işim var, emlakla ilgili bazı şeyler…. Ve tabii ki hobilerim. Oyun oynamak, neredeyse her gün spor salonuna gitmek ya da en son hobilerimden biri olan ata binmek gibi [gülüyor]. Bundan zevk alıyorum ve çok eğleniyorum.”
“Spor yapmamda özel bir hedefim yok. WWE’den bir teklif beklemiyorum [gülüyor] Bunu gerçekten sadece kendim için, formda kalmak için yapıyorum. Bu çok eğlenceli. Evimde kendi spor salonum ve kişisel bir antrenörüm var. Ve her gün bu şekilde çalışıyorum.”
“Hala maçları izliyorum, özellikle Real Madrid, Arsenal ve Fenerbahçe maçlarını. Ama işler iyi gitmediği için havamda olmadığımda… Onları çok fazla takip etmiyorum. Tabii ki telefonda, zaman içinde arkadaş olduğum eski takım arkadaşlarımla hala iletişim halindeyim.”
“EVDE ‘HALA MADRİD’ DİYE BAĞIRDIM”
-Manchester City – Real Madrid maçını izlediniz mi? Kiminle olduğunu sormama gerek yok…
Mesut Özil: “Evet, harika bir maçtı. City neden kimsenin onlara karşı oynamak istemediğini gösterdi. Oyunun tamamını olmasa da büyük bir bölümünü domine ettiler. Ama Madrid her zamanki gibi çok akıllıydı. Çok iyi savunma yaptılar. Antonio Rüdiger’in penaltısından sonra Hala Madrid! diye bağırdım, yani nasıl bir şey olduğunu tahmin edebilirsiniz. Çok heyecan vericiydi. Bence Real Madrid şu anda favori. Şampiyonlar Ligi’ni kazanabileceklerinden eminim.”
-Aynı zamanda El Clasico haftasındayız: Barcelona’ya karşı oynadığınız maçlarla ilgili ne gibi anılarınız var?
Mesut Özil: “O zamanlar dünya futbolundaki en önemli maçtı. Ne yazık ki bizim için Barça belki de tarihteki en iyi Barça’ydı. Pep’in Barça’sı farklı bir seviyedeydi, kesinlikle bugünün Barça’sından farklıydı. Bence şu anda dünya çapında Liverpool – Manchester City ya da diğer Premier Lig maçları gibi maçlara daha fazla odaklanılıyor. El Clasico’nun düştüğünü düşünüyorum ve bu üzücü. Ancak bu Real Madrid’in suçu değil, zira onlar şüphesiz dünyanın en iyi takımlarından biri. Sorun, potansiyelini kaybetmiş olan Barça’da.”
-Gelecekte sizi antrenör veya sportif direktör olarak görebilir miyiz, yoksa böyle bir şey söz konusu değil mi?
Mesut Özil: “Asla bilemezsiniz ama şu anda böyle bir şey söz konusu değil. Şu anki durumdan memnunum. Henüz sıkılmadım, birkaç yıl içinde nasıl olacağını göreceğiz.”
“REAL MADRİD, CLASİCO’NUN FAVORİSİ”
-Barça’ya karşı her zaman çok iyi oynadınız, Camp Nou’daki Copa maçınızı hatırlıyor musunuz? Eğer üst direğe çarpan o golü atsaydınız…
Mesut Özil: “Google’a “Özil’in en iyileri” yazarsanız er ya da geç o şutu bulursunuz [gülüyor] Barça’ya karşı her zaman %200 motiveydik. O zamanlar medyanın o maçlar için çıldırdığını hatırlıyorum. Bu başka bir şeydi.”
-El Clasicolar Mourinho – Guardiola düellolarıydı. Sizin için tarihteki en iyi maçlar mıydı?
Mesut Özil: “Evet diyebilirim. Bugün bile birçok taraftar futbolun zirvesi olan o dönemi özlüyor.”
-Bu Clasico hakkında konuşalım: Real Madrid favori mi?
Mesut Özil: “Kesinlikle evet. Barcelona savaşıyor, çabalıyor. Her pozisyonda iyi oyuncuları var ama bu sezon çok fazla sakatlık yaşadılar ve belki de biraz daha kendilerine ve hatalarına bakmalılar ve her zaman hakemlerden şikayet etmemeliler. Bu hiç yardımcı olmuyor. Madrid harika bir sezon geçiriyor. Karim Benzema kulüpten ayrıldıktan sonra bunu beklemiyordum ama çok iyi gidiyorlar.”
“CLASİCO’YU KAZANIRSA MADRİD ŞAMPİYON”
-Clasico’yu kazanmak Real Madrid için La Liga’yı kazanmak anlamına mı geliyor?
Mesut Özil: “Bence de öyle. Madrid üst üste iki maç kaybetmiyor, yani? Çok güçlüler.”
-Clasico’yu Bernabeu’da izlemek istemez misiniz? Sizi Bernabéu’da ne zaman göreceğiz? Bir gün geri dönmeyi hak ediyorsunuz!
Mesut Özil: “Gelecekte yeni Bernabeu’yu ziyaret etmek istiyorum, çok isterim, gerçek bu. Bir an için pazar günkü maça gidebileceğimi düşündüm ama sonunda işler yoluna girdi…. Ama tabii ki Bernabeu’ya dönmek istiyorum.”
-Bellingham’ın performansı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mesut Özil: “Sezonun ilk yarısı inanılmazdı ve herkesin ağzını açık bıraktı. Son birkaç hafta biraz yorgun görünüyordu ama La Liga, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Şampiyonası’nı kazanırsa Ballon d’Or’a aday olabilir. Hala çok genç, bu inanılmaz.”
“ARDA GÜLER, BENİM KÜÇÜK KARDEŞİM”
-Bu sezon sizi etkileyen başka hangi Madrid oyuncusu var?
Mesut Özil: “Antonio Rüdiger. Dünya standartlarında bir sezon geçiriyor. Yani… Avrupa’da hangi savunma oyuncusu ondan daha iyi bir sezon geçirdi? Ayrıca Manchester City’ye karşı oynadıkları maçlarda da fark yarattı. Geçen sezon ikinci maçta oynamadı ve 0-4 kaybettiler. Bu hafta Etihad’da oynanan maçta Haaland her zaman Nacho’nun Toni ile ikili mücadeleye girmemesini istiyordu! Bilmeniz gereken tek şey bu. Haaland da dünya çapında bir oyuncu, kimse hata yapmadı ama Toni’nin performansı inanılmazdı.”
-Çok dikkat çeken bir başka oyuncu da Arda Güler. Onu tanıyor muydunuz, hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mesut Özil: “Onu çok iyi tanıyorum. İkimiz de Fenerbahçe’de oynarken o benim küçük kardeşim gibiydi. Herkes onun yeteneklerini biliyor, bu yüzden onu çok fazla övmek ve üzerinde daha fazla baskı kurmak istemiyorum. Onun durumuyla başa çıkmak çok kolay değil, özellikle de Türkiye gibi futbol için büyüleyici bir ülkenin tüm umutları ona yüklenmişken.”
-İnanılmaz yetenekli olduğunu gördük ama neredeyse hiç oynamıyor, ona ne tavsiye edersiniz?
Mesut Özil: “Sabırlı olmasını. Eminim onun da zamanı gelecektir. Hala çok genç. Her antrenmanda çok şey öğrenebilir. Ve önünde dünya çapında oyuncular var. Sabır.”
“ARDA GÜLER TARİH YAZABİLİR”
-Arda Güler’in Madrid’de güzel bir tarih yazmak için gerekli koşullara sahip olduğunu düşünüyor musunuz?
Mesut Özil: “Evet, belki bu sezon ya da gelecek sezon değil ama zaman var. İşler yolunda gitmezse de Ödegaard gibi örneklere bakabilirsiniz. Gençken oynamadığında herkes onu eleştirdi ama birkaç yıl sonra Arsenal gibi bir başka büyük Avrupa kulübünün lideri oldu.”
-Bu arada bu yıl dünya şampiyonu olmanızın üzerinden 10 yıl geçti. Söyler misiniz, madalyanız nerede?
Mesut Özil: “Madalya evimde, çok iyi korunuyor. Onlar inanılmaz anılar.”
-Size madalyayı soruyorum çünkü formanız yok. Geçen gün Madrid’deki Efsaneler Müzesi’nde final formasını gördüm. Burada sergileniyor olması sizin için ne ifade ediyor?
Mesut Özil: “Doğrusunu söylemek gerekirse Real Madrid ve Madrid şehriyle olan bağımı sürdürmek çok güzel. On yıldan uzun bir süre önce kulüpten ayrılmış olmama rağmen sosyal medyada Real Madrid taraftarlarından hala çok sayıda mesaj alıyorum. Bunu gerçekten takdir ediyorum ve bu durum Real Madrid taraftarlarının ne kadar özel olduğunu gösteriyor.”
“İNGİLTERE VE FRANSA İNANILMAZ”
-Son olarak, bu Avrupa Şampiyonası için hangi takımları en güçlü görüyorsunuz?
Mesut Özil: “İngiltere ve Fransa inanılmaz. Sadece ilk 11’lerinden dolayı değil, kadrolarının derinliğinden dolayı da. Bu takımlar tek kelimeyle inanılmaz. Ancak Avrupa Şampiyonaları ve Dünya Kupaları her zaman şansa bağlıdır ve bütün bir sezon gibi değildir. Bir üst direk, bir penaltı atışı ya da bir hakem kararı fark yaratabilir. 90 dakika boyunca her maça tamamen hakim olmak mümkün değildir. Bu yüzden İspanya, Portekiz ya da Almanya gibi takımlar için de finale çıkma şansı olabilir.”